15 Nisan 2008 Salı

Nöronlar Kıpraşsın!!


Uzun sureli bir aradan sonra,tekrar tasarimla ilgili gelismelerle buradayim.13 Mart'taki yazımdan bu yana bir aydan fazla sure geçmiş buarada zamanın elimden cok hızlı akıp gittigi düşüncesiyle boğuşuyorum buaralar, her neyse evet bu sürede ben neler yaptım acaba,hımmmm,bir düşüneyim.

CEVAP veriyorum=)I-deco fuarını ziyaret ettim her ne kadar 13 Mart'tan önce bunu yaptıysam da yine de belirtmem de fayda var,fuar yeni bir organizasyonun başlangıcı olmasi sebebiyle çok da kapsamlı değildi .Girişte beyaz bir ambiyans yaratılmış,son derece sade bir görüntü ile ziyaretçilere hoşgeldiniz diyordu ancak sonrasında heyecan ve merakla fuarı gezenlerin kursağını biraz yarıda bıraktı,çünkü fuarın kapsamı oldukça dardı,bir saate sığdırılabilecek fuarlar bana genelde çok ilgi çekici gelmez,I-deco da açıkçası çok zaman harcanacak ,üzerinde uzun uzun düşünülecek bir fuar gibi gelmedi bana ama elbetteki çok çarpıcı bazı tasarımlar vardı ve dikkatimi çekti ancak maalesef fotoğraflayamadım,çünkü şarjım beni yarı yolda bıraktı.I-deco'nun bana sanırım en önemli katkısı İTÜ'de düzenlenen 9. endüstriyel tasarım toplantısı bir posterle bidirmesiydi,böylelikle 14 Mart'ta İTÜ Taşkışla kampüsünde düzenlenen geleneksel toplantıya ilk kez katılma fırsatım olduve ayrıca liseli yıllarımdan beri hayranlık beslediğim kampüsü de bir de içerisinden görmüş oldum,hemen kanım kaynadı diyebilirim=)

Toplantı tasarımla ilgilenen birçok insanla aynı havayı soluma olanağı sağladı bana,ayrıca sunumlar oldukça çarpıcı ve başarılıydı,örneğin bir T-BOX sunumu var ki hala hatırladıkça nöronlarım kıpraşıyor!!!Nöronların kıpraşması deyimi firmanın genel müdürü Doğan Kaşıkçı'nın anlatımına göre onların misyonlarına verdikleri isimden geliyor amaç sinir sistemimizin en küçük birimleri olan hücrelerimizde dahi titreşimler oluşturmak ve algıyı son derece açık tutmayı sağlamak=)bunu da başardıkları bir gerçek SAÇAPÖRFEKTDAY'den sonra buna kesinlikle inanıyorum,bu isim bir saç tokasına verilebilecek en hatırda kalır en ilginç ve bence en zekice isim(en azından şimdilik=)


T-BOX'ın sunumunun yanında Demirden Design,Tariş,Siemens ve Nurus yöneticileri markaları ve tasarım yönetimi hakkında hazırladıkları sunumlarla Avrupa'da kazandıkları Avrupa Tasarım Yönetimi Ödülü'ne kadar giden yoldaki başarı öykülerini anlattılar.Tasarımın çok güçlü bir silah olduğunu anlamaları firmalarının kazancına da çok olumlu yansımıştı,artık gittikçe artan üretim ve bunun sonucunda oluşan tüketim ,elbetteki farklıyı arama ve pazarlama arayışına sürüklüyor firmaları,tasarımın firmaya kalite kattığı tartışılmaz bir gerçek,firmayı onlarca benzerlerinden ayıran bir kimlik adeta tasarım,bunun gücünü keşfedecek firmalarımızın artmasını da canı gönülden umduğumu da belirteyim.

Tüm sunumların ardından Hisar'ın bir aile firmasından kurumsallaşmaya gidişi case study olarak işlendi.Kurumsallaşmayla beraber tasarıma verdikleri önem de karşılığında onlara kazandırdıkları da bugün hepimizin gözleri önünde ,artık sivrilmiş ve kimliğini üst seviyelere taşımış bir Hisar var,işi profesyonelce ve tüm dünyadaki iyilerin yaptığı gibi yapmak kesinlikle en akılcı iş,bu açıdan HİSAR'ı bir de ben tebrik etmek isterim,özellikle tasarım için harcadıkları maddi manevi herşey için.

Son olarak toplantıyla ilgili bir de güzel sanatları temsilen katılan Viktor Kuzu'nun da hatırımda kalan markalaşmaya giden yolla ilgili anlattıkları var,LOVE MARK olarak tanımladığı tabir bir marka,bir ürün için ulaşılması en yüksek nokta,çünkü love mark kişilerin nedensizce hatta şuursuzca da denilebilir bağlandıkları aslında aşk yaşadığı bir olgu ,örneğin I-POD,bütün aksesuarlarıyla adeta bir ekol,rakipleri kendisinden daha da iyi olsa insanlar ona inanılmaz bir sadakatle aşkla bağlı,böyle bir marka yaratmayı kim istemez ki=)

İşte böyle geçti 9. Endüstriyel Tasarım toplantısı,kendim için başka faydaları da oldu tabi,örneğin İcon dergisine abone oldum,böylelikle en azından bir mecmuadan tasarımla ilgili yeni fikir ve oluşumları öğrenme fırsatım doğdu,sonra İtü Endüstriyel Tasarım hocalarından Doç.Dr Seçil Satır ile tanıştım ,onunla tanışmam adeta bence kaderimde vardı,önce kendisiyle ayak üstü hiç tanımadan 2-3 dakika sohbet ettim yüksek lisansla ilgili, ardından bir saat sonra endüstriyel tasarım hocalarından herhangi biri ile konuşmak için kapı kapı dolaşırken girdiğim ilk odanın onunki olması kesinlikle şaşırtıcı bir okadar da güzeldi bana çok faydalı bilgiler ve umut verdi=)örneğin elektronik ve mobilite üzerine durmamı öğütledi,itünün kütüphanesinden faydalanmamı söyledi sonra Alpay ER ve Tevfik BALCIOĞLU'nun yazılarını mutlaka okumamı da ekledi son olarak ona dönebileyim diye email adresini verdi amma velakin tembellik yaptım ,bir türlü ona dönemedim burdan kendimi kınıyorum=)

Eveeet işte böyle,başka neler yaptı acaba esra=)çizim kursuna devam etti,birkaç ürün tasarladı,fikir üretti,sonra sildi yendiden üretti sonra yoruldu zamansızlıktan yakındı ve işte şimdi tüm yaptıklarını yukarıda anlattı.Yeni sözlerle tekrar görüşmek üzere öyleyse,hoşçakalın.